1993 yılında Karl Sanders (gitar/vokal), Chief Spires (bas, vokal) ve Pete Hammoura tarafından kurulan Nile, ilk olarak zamanlarını Mısır tarihi ve kültürünü modern ve senfonik death metalle birleştirmeye çalışmakla geçirdiler. Death metal tekniğiyle Orta Asya melodileri arasında çok iyi bir denge ve konsept kurmayı başardılar. Karl Sanders’in Mısır kitabeleri, mezar oymacılığı, papirüs, hiyeroglif (resimyazı), Mısır’ın savaşları, dinsel törenleri ve töreleri ile ilgili yazdığı harika lirikler de bu müziğin içine girince ortaya tadından yenmeyen bambaşka bir sound çıktı.
Soundlarını oluşturduktan sonra bol bol kayıt yapan grup ilk önceleri resmi başarılar gerçekleştiremese de underground piyasasında tanınmaya ve sevilmeye başladı. İlk albümleri ise 1995 yılında Anubis Records etiketiyle çıktı. Adı “Festival of Atonement” olan albüm aslında hayli başarılı bir eser olsa da müzik şirketinin yerlerde sürünmesi yüzünden varla yok arası bir şey oldu. Bu albümle doğal olarak istediği çıkışı yapamayan grup iki sene sonra başka bir müzik şirketi ile (Visceral Productions) yeni bir albüm yaptı: “Ramses Bringer of War”. Çeşitli sebepler yüzünden şirketle albüm çıkar çıkmaz yolarını ayıran Nile’ın başına bir sene sonraysa adeta devlet kuşu kondu. Önceki iki albümü dinleyen ve beğenen ünlü Relapse Records şirketi grubu himayesine aldı. Önceki iki albümüne “sayılmaz!” diyen Nile, esas çıkış albümünü yapmak için kolları sıvadı. 1998 senesindeyse albümü çıkardı. Grubun esas çıkış albümü olan “Amongst the Catacombs of Nephren-Ka” metal camiasını adeta sarstı. Saldırgan gitar riffleri, bomba gibi patlayan baterisi, kuduz gitar soloları ve güçlü üç tane vokaliyle bu albüm Nile’a tüm kapıları açtı. Grup bu albümden sonra onsekiz aylık upuzun bir turne dönemi geçirdi. Ünlü metal gruplarıyla beraber çalan, yeni yerler gören, yeni insanlarla tanışan, hayran kitlesini oluşturan ve tabiki dilediği gibi müzik yapan grup için artık herşey çok iyi gidiyordu. Nile, bu turneler sonrası artık “en çabuk parlayan metal yıldızları”ndan biri olarak gösteriliyordu.
Ağustos 99’da ülkelerine döndüklerinde hemen yepyeni bir çalışma için materyal toplamaya, fikir üretmeye başladılar. Mısır kültürüyle bezenmiş müziklerine bu kadar çok iyi tepki aldıktan sonra gruba artık daha çok cesaret gelmişti. Yeni albümlerinde çok daha epik bir hava kullanmak istediler ve grubun bestecisi Karl Sanders bu yeni albüm için bir sene boyunca gece gündüz beste yaptı. Bu besteleri iyi bir kompozisyon halinde çalabilmek için grup üyeleri akıl almaz bir efor gösterdi. Kayıtı Soundlab Studios/Kolombiya’da yapılan yeni albümleri “Black Seeds of Vengeance” 2000 senesinde piyasaya çıktı. Sound olarak önceki albümlerine benzeyen, ama ondan çok daha epik ve canlı görünen bu albüm savaşlardan hükümdarlığa, fetihlerden dinsel törelere kadar epik konuları ve Mısır’ı yine didik didik ediyordu.
Grup bu arada (önceki iki müzik şirketleri de battığı için) ilk iki albümünü Relapse Records ve Hammerheart Records ortak etiketiyle tekrar piyasaya sürdü. Böylece grubun ilk iki albümüne bir türlü kavuşamayan Nile sevenler bu albümleri de dinlemiş oldu.
İki senelik bir aradan sonra grup en son albümü “In Their Darkened Shrines” ile tekrar öne çıktı. Grubun her geçen albüm artan epik havası bu albümde hat safhadaydı ve konu her zaman olduğu gibi Mısır’dı. 2002’nin Ağustos’unda çıkan albüm sonrası Nile yine bir yığın turne için ülke ülke gezdi ve albümünü tanıttı. Nile’ın sounduna ve havasına alışık metal severler bu albümden fazlasıyla tatmin oldu, Nile yine çizgisini korudu.